29 Kasım 2007 Perşembe

Yüz naklinden sonra ne kendine benzersin ne diğerine"

Yüz naklinden sonra ne kendine benzersin ne diğerine

Yüz nakli teknik olarak hiç de o kadar problemli bir iş değil. Mikrocerrahi tekniği ile tecrübesi olan her ekip tarafından yapılabilir"




Son günlerde TV'de, sokakta sürekli botokslu kaşlara, düzeltilmiş burunlara, dolgun dudaklara, memelere maruz kalıyoruz. Kimi güzel, hakikaten doğal görünüyor. Kimi ise "Bak bana, bende estetik var" diye bangır bangır bağırıyor. Ama gerçek şu ki estetik operasyon büyük bir hızla yaygınlaşıyor. Şimdi bir de yüz nakli operasyonu var gündemde. Aynaya bakıp başka birinin yüzünü görmek... Yakında insanlar estetik cerrahların kliniğinden başka birinin yüzüyle mi çıkacaklar?
Hastaları arasında İspanya kraliyet ailesi üyelerinden İsveç Kraliçesi'ne kadar birçok önemli isim olan plastik cerrah Serdar Eren "Hayal bunlar" diyor. Almanya'da çalışan, ayda bir gün Türkiye'deki hastalarıyla sadece görüşme yapmak için İstanbul'a gelen Eren'le yüz naklini konuştuk: "Ben bir doktor olarak kimseyi böyle değiştirmek istemem. Hastanın değişmek istemesinin anlamı 'Ben başka insan olmak istiyorum' demektir -ki bunun dış görünümle bir ilgisi yok. Bizim işimiz normal olmayan görünümü normale çevirirken, yüzün ve vücudun ahengini bozmamaktır."

Birçok kişinin estetik cerrahlara ellerinde ünlü birinin fotoğrafı ile başvurdukları, o ünlü kişinin burnunu ya da dudaklarını istedikleri doğru mu gerçekten?
Evet, böyle çok kişi var. Ünlü insanların resimleriyle gelirler. David Beckham saç modelini değiştirdiğinde, bunun için ameliyata bile gerek yok, birçok kişi kuaföre gidip o saç modelinin aynısını yaptırıyor. Böyle bir şey...

Ama o burun her yüzde güzel durmaz ki...
Zaten önemli olan o. Nicole Kidman'ın burnunu çok istiyorlar Avrupa'da. Benim Türklerle tecrübelerim az. Bir-iki sene... Ama sonuçta görüyorum ki her ülkede bu mantalite aynı. "Onun burnunu istiyorum" diyorlar. Bana desin ki, onun yüzünü istiyorum komple. Derim ki "Okey". Ameliyat yapamayız ama konuşuruz.

"Yabancı yüz değil, deri nakli"
Siz "Ameliyat yapamayız" dediniz ama son günlerde ABD'de yüz nakli gündemde.
Çalışmalar yapılıyor. Herhalde ameliyat da yapılır. Yüz nakli teknik olarak hiç de o kadar problemli bir iş değil. Mikro cerrahi tekniği ile tecrübesi olan her ekip tarafından yapılabilir. Ki ben seneler evvel başlamıştım. Almanya'da bir ayak baş parmağını el başparmağına transfer ettim, 25 sene evvel. Biz bu doku naklini hep yapıyoruz ama insanın kendi organını kendisine naklediyoruz. Teknik aynı. Şimdi yapılacak iş deri nakli, yüz nakli değil. Yabancı bir yüz değil, yabancı bir deri...

Madem bu bir deri nakli, neden hastanın vücudundan deri alıp yüze nakletmiyorlar da bir kadavranın yüz derisini naklediyorlar?
Diğer deri ince olduğu için. Burada yapılacak işlem şöyle. Hastanın yüzündeki deri yüzülecek tamamen ve başka bir insandan, derinin altındaki tabakayı da koruyarak kalın bir deri ve deri alt dokusu alınacak. Besleyen damarlarla birlikte...

Ama nakil yapılan hastanın bir şekilde burnu, gözü var... O zaman nakledilen yüzün aynısı olmayacak, yine kendi yüzü mü olacak?
Ne o olacak ne de öteki. Kemik yapınız değişmediği için sizin yüzünüzün kemik yapısı olacak. Onun yüzüne sahip olamazsınız. Ama kendi yüzünüzü de koruyamazsınız çünkü kalın bir doku nakledilecek yüzünüze. Daha önemlisi bağışıklık sistemi problemleri. O yüzün tutmadığını düşünün. Her şeye, bulunduğunuz ilk noktanın bile gerisinden başlamanız gerek. Yüz nakli denince filmler akla geliyor. Nicolas Cage ile John Travolta'nın filmi "Yüz Yüze"... Bunlar hayaldir.

Yüz kötü durumdaysa, bu riske değebilir.
Bu işi yaptıracak insanın, ben nasılsa böyle yaşayamıyorum demesi lazım. Bunun için ideal hasta ölmek isteyen bir hastadır. Ama çok çok enteresandır, ben yanık konusunda tecrübeliyim, çok nadirdir yanıklardan dolayı intihar etmiş hasta. Dersiniz ki böyle nasıl yaşanır. Ama enteresandır, mücadele ederler.

"En iyi popo Brezilya'da yapılır"
"Extreme Makeover" programını izliyor musunuz? Orada çok değiştiriyorlar insanları. Diş, burun, göz, göğüs...
Zaten en büyük değişikliği burnu değiştirerek yaparsınız. İstedikten sonra her insanı değiştirebilirsiniz. O program biraz Amerikanvari. Hiçbir imkanı olmayan bir insanı prenses gibi yapıyorsunuz. Sonra o güzelliğiyle yine köyüne, eski yaşamına dönüyor. Psikolojik, sosyal problemleri başlıyor.

"Extreme Makeover"da burunlar genellikle başarılı oluyor ama dişler yapay duruyor. Dişte Türkiye daha iyi sanki. Burun estetiğinde bir de Macaristan'ın çok iyi olduğu söyleniyor. Var mıdır böyle ülkeye göre özel alanlar...
Böyle bir şey yok. Doktoruna bağlıdır. Ama nerede iyi popo yapılıyor derseniz, Brezilya'da derim. Çünkü orada çok yapılıyor. Onlarda popo yaptırma merakı var. Orada çok yapıldığı için daha iyi yapıyorlardır. Aslında ülkeye değil, doktora bağlı.

"Medya bizi kuaför haline getiriyor"
Şimdi bir de estetik turizmi başladı.
O hiç etik değil. Biz gelen hastayı iyice dinledikten, ince eleyip sık dokuduktan sonra, onunla bir takım olduktan sonra ameliyat yapıyoruz. Şimdi bu iş 10 günlük turlarda yapılıyor. Bunlar çok kötü gelişmeler. Hastanın yaptırmaması, doktorun yapmaması lazım. Biz doktoruz ama bazen medya tarafından kuaför haline getiriliyoruz.

Bazı estetikli kadınlar çok komik görünüyorlar. Kadın 60 yaşında ama göğüsleri 20'lerinde, tuhaf oluyor.
Siz önce memeyi çok problemli görürsünüz. Önce memeyi yaptırırsınız. Ama karın da sarkmıştır. Bu defa karın çok kötü görünür. Eğer memeyi yaptırınca paranız biterse ve karnı yaptıramazsanız yine mutsuz olursunuz. Hasta güzel memesi olmasına rağmen yine mutsuzdur, çünkü yarımdır. Ben böyle hastalara bunu anlatırım. Memeniz çok güzel olacak ama paranız gerisine yetmeyecekse yaptırmayın derim. Çünkü memelerin çok güzel olması yetmez, aksine aradaki fark daha göze batar. Güzellik uyumdur. Uyum önemli. Güzellik belli ölçüler değildir ki. Sizin verdiğiniz ışıktır, enerjidir.

Serdar Eren:
"Bir kadın geldi, burnunun eski Mısır'daki kadın figürleri gibi olmasını istiyordu. Kadın alından başlayan bir burun kökü istiyordu. 'Kemik ekleyin burnuma, uzatın' dedi. Yapılır, yapılmayacak şey değil ama niye? Agresif bir kadındı da... 'Yapmak zorundasınız' dedi. Yapmak zorunda değilim. Ama sonra başka bir doktor yaptı bu ameliyatı. Kadın televizyona çıktı, ben de orada gördüm."

"Botoks yüzünden Meg Ryan işsiz kaldı"

Bir de botoks şaşkınları var. Kaşları kalkmış, her şeye hayret ederek bakıyorlar...
İnsanın duygularını ifade etmesi, yaşayan bir yüz olması lazım. Bunun için botoksu yapan insanın estetik vizyonu olması, bu bilim dalı içinde tecrübesi, aynı zamanda cerrahi tecrübesi olmalı. Birtakım negatif kırıklıkları kaldırır, bazılarını korursunuz. Mesela Meg Ryan çok beğendiğim bir oyuncu, çok güzel bir kadındı. Botokstan sonra rol teklifi bile alamadı. Çünkü kadının beğendiğimiz o kaşları, o alnının kırışması ortadan kalktı.

(Teybi kapatıp benim botoks yaptırmam gerekir mi, ne zaman yaptırmalıyım diye konuşuyoruz.) Hep böyle mi oluyor? Yeni tanıştığınız insanlar, arkadaşlarınız falan size hep bu tür şeyler mi soruyorlar?
Evet, genellikle. Dünyanın her yerinde böyle. Kim olduğumu öğrendikleri zaman herkes merak ettiği şeyleri soruyor. Estetik yaptırmayı düşünen de, düşünmeyen de, herkes bir şeyler soruyor, bilgi alıyor. Alıştım.

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi

Hakkımda

çok güzel bir kadın olmanın sırları bu sitede yeterkı 5 dakıka zaman ayırıp ziteyi incele A_dan Z_YE HERSEY BUR SİTEDE