28 Kasım 2007 Çarşamba

RUJLAR

RUJLAR
MÖ 7000 yıllarından yani Sümerlerden beri dudak renkleri kullanılmaktadır. Bu uygulama, Mısırlılardan Suriyelilere, Asurlulara, Perslere, Yunanlara, Romalılara ve günümüz toplumuna aktarılagelmiştir.

Bugünkü ruj 1920'de İngilizcede push-up holder olarak adlandırılan rujların çevrilerek dışarı çıkarıldığı ve tekrar çevrilerek içine sokulabildiği kutular bulunduğunda ortaya çıkmıştır.


Formülasyon
Rujlar farklı konsantrasyonlarda mumların, yağların ve pigmentlerin karışımıdır. Örneğin dudakta uzun süre kalması istenen bir rujda yüksek miktarda mum, az miktarda yağ ve yüksek oranda pigment bulunur. Buna karşın düz ve kremli bir görünüm veren rujda az mum ve fazla yağ bulunur.


Rujlarda kullanılan mumlar genellikle balmumu, doğal balmumu (candelila wax), Brezilya balmumu (carnauba mumu), ozokerit mumu, lanolin mumu, ceresin mumu ve diğer sentetik mumlardır. Genellikle arzulanan erime noktasını elde etmek için bu mumların çeşitli karışımları kullanılmaktadır. Yağ olarak kastor yağı, beyaz mineral yağı, lanolin yağı, hidrojenlenmiş bitkisel yağlar veya oleil alkol kullanılır.

Yağların amacı dudaklara uygulamak için birtabaka oluşturmaktır. Yağlar aynı zamanda pigmentin ürün içinde dağılımı için de gereklidir.


Rujlarda farklı tiplerde renklendiriciler kullanılmaktadır. Bulaşmayan renkler ve ruj kalıcılığı floresan, halojenli floresanlardan ve suda çözünmeyen boyalardan oluşan bromo asitlerinin kullanılması ile elde edilir. Diğer pigmentler ise suda çözünmez boyalar ve yatırma boyalardır. Metalik yatırmalar aluminyum gibi metalik bir maddede yatırılmış veya çökertilmiş çözünmeyen boyalardır. Örneğin FD&C Blue No. 1, aluminyumda çökertilmiş bir azo boyasıdır. (Azo boyaları azobenzen türevleridir, genellikle sarı, kırmızı ve kahverenkli olup asit ya da baz özelliklerine sahiptir). Diğer yatırılmış renkler kalsiyum veya baryum tuzları bazlıdır.


Ters etkiler
Rujlara özgü olan bir dizi içerik, duyarlı kişilerde sorunlara neden olabilir.

Çoğu rujda bulunan kastor yağı, bromo asit boyalarını mükemmel çözebilme yeteneği için kullanılmaktadır; ender olarak allerjik kontakt dermatite neden olmaktadır. 1920lerin ortasındaki belli başlı ruj hassaslaştırıcıları bromo asit boyaları idi. Bunlardan biri eozindir (D&C Red No. 21). Bu yıllarda eozin suda çözünmeyen kırmızı rujlarda kullanılmakta idi. Bu çıkmayan rujlar yeniden piyasada yerlerini almaya başlamıştır.


Rujlar kaçınılmaz bir şekilde ağız içine girdiklerinden rujlardaki renk verici maddelerin güvenilirliği çok önem kazanmıştır. FDA sertifikalı renkleri üç gruba ayırmaktadır: 1)Food, Drug and Cosmetic (FD&C) renkler, 2)Drug & Cosmetic (D&C) renkler ve 3)External drug & Cosmetic renkler. Sadece ilk iki grup rujlarda kullanılabilir.

Hiç yorum yok:

Blog Arşivi

Hakkımda

çok güzel bir kadın olmanın sırları bu sitede yeterkı 5 dakıka zaman ayırıp ziteyi incele A_dan Z_YE HERSEY BUR SİTEDE